Haçlılar ile İlk Savaşı Kim Yaptı? Tarihe Mizahi Bir Bakış
Evet, doğru duydunuz! Haçlılar, yıllar yılı tarih kitaplarında adeta destanlaşmış bir kavram. Kılıçlar, atlar, kiliseler ve elbette her şeyin üstünde “hep doğru biziz” mottosuyla yola çıkmışlar. Ama o ilk savaşı kim yaptı? Hadi gelin, bu büyük “ilk”i biraz daha eğlenceli bir açıdan ele alalım. Erkekler stratejilerle, kadınlar empatiyle yaklaşırken, biz de tarihi mizahi bir bakış açısıyla irdeliyoruz!
Haçlı Seferleri: Kılıçlar, Kalkanlar, Kahkahalar?
Şimdi, tarih derslerinden hatırlarsınız, Haçlı Seferleri tam olarak 1096’da başladığında, bütün Avrupa sanki “şimdi de biz gidelim!” havasına girmişti. O kadar heyecanlılardı ki, o dönemin “turizm patlaması” Haçlı Seferleri olmuştu. Ama tabii, bu sefer sadece tatil için gitmiyorlardı, bir de kudretli bir savaş var tabii ki! Peki, kim açtı bu savaşın kapısını?
İlk büyük çatışmayı, yani Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki ilk Haçlı Savaşı’nı bizzat I. Alparslan yönetimindeki Selçuklu Devleti yaptı. 1071 yılında, Malazgirt Meydan Muharebesi’nde Alparslan, Bizans İmparatoru IV. Romanos Diogenes’in ordusunu dize getirerek, adeta “Selçuklu burada!” demişti. Ama Haçlılar, tam olarak bu noktada devreye girmiyor. Haçlılar biraz daha sonrasında, yani 1096’da, Suriye ve Kudüs’te coğrafi olarak çok daha büyük hedefler peşindeydi.
Erkekler Strateji Yaparken, Kadınlar Empatiden Vazgeçmiyor!
Peki, erkekler ve kadınlar olayı nasıl ele alıyor? Erkekler genellikle bu tür meselelerde stratejilerle ilgilenirler, değil mi? Alparslan, bu savaşın stratejik lideriydi. O kadar stratejik bir adamdı ki, karşısındaki Bizans İmparatoru’nu “psikolojik savaş”la da yıkmayı başardı. Kafasında kurduğu planlarla, askeri zaferin ötesinde, bir psikolojik üstünlük kurarak tarihe geçti. Yani, askeri olarak “şah” oldu, ama öte yandan tam anlamıyla bir “strateji gurusu” olarak da anılabilir.
Kadınlar ise, genellikle daha empatik ve ilişki odaklı bir bakış açısına sahiptir, değil mi? Yani, savaşlar bir şekilde insanları yorar, her iki tarafta da aileler var, sevdikler var, tabii ki kalpleri var. Mesela Alparslan’ın zaferinden sonra, kadınlar da o dönemde, kazanan tarafın zaferi üzerine sosyal dinamikleri ve kültürel etkileşimi değerlendiren bir bakış açısına sahip olurlardı. Kafalarında “güzel, kazandık ama ya biz bu savaşları yapmasak?” gibi empatik sorular oluşmaz mıydı?
O Zaman Haçlılar Neden Geldi?
Yıllar sonra, tam olarak 1096 yılında, Haçlılar bu büyük “turizm macerasına” çıktılar. Kudüs’ü almak, Hristiyanlar için kutsal topraklara sahip olmak gibi çok büyük ve önemli amaçları vardı. Ama bir sorunumuz var: Haçlılar, öncelikle ilk defa, Selçuklu toprakları ile karşılaştılar. Tabii, o dönem Alparslan’ın zaferi sayesinde, Kudüs’e gitmeden önce Malazgirt’i fetheden bir imparatorluk vardı. Bu ilk karşılaşmanın ardından, Haçlılar, özellikle Kudüs’ü alabilmek için yola çıktılar.
Tabii ki, Haçlılar’ın ilk ciddi çatışmasını kimse kolay unutmadı. Bizans İmparatorluğu’nun da içinde bulunduğu bu dinamik, tarihe giden yolda ciddi sorular bırakıyordu. Hadi, biraz da komik bir açıdan bakalım; Haçlılar, ya da “turistler”, savaşırken bir yandan da “Bu kadar yolu niye geldik ya?” diye sormaya başlamış olabilirler, kim bilir?
Sonuçta Kim Kazandı?
Malazgirt Meydan Muharebesi, Haçlıların henüz tam olarak başlamadığı, ama Orta Doğu’daki büyük siyasi değişimin ilk adımlarının atıldığı bir dönemdi. Alparslan, zaferiyle bu süreci başlattı ama Haçlı Seferleri, biraz daha sonra, yani 1096’dan itibaren şekillendi. Alparslan, yalnızca askeri zaferiyle değil, kültürel ve sosyo-politik açıdan da büyük bir adım attı. Düşünsenize, her şeyin başladığı nokta bu. Ve belki de tam o noktada, Haçlılar yola çıkmadan önce, biraz “haza” yapıp, düşündüler: “Acaba biz neden buradayız?”
Görüşleriniz?
Hadi, şimdi biraz eğlenelim! Sizce, Haçlı Seferleri’ne başlamadan önce bir kahve içselerdi, neler konuşulurdu? Haçlılar ve Selçuklu savaşının ilk aşamasındaki stratejik bakış açılarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi paylaşırken, eski çağların stratejileri hakkında ne gibi yaratıcı yorumlarınız var? Yorumlarınızı bekliyoruz!